5 Mayıs 2014 Pazartesi

Ben Böyle Bir Mahallede Büyüdüm...

Geçen akşam rüyamda eski mahallemi ve eski evimi gördüm. Nasıl hüzünlendiysem ağlayarak kalktım yataktan... Çünkü ben öyle bir mahallede büyüdüm ki...
Annem beni sabah gönderirdi sokağa, akşam yatmaya girerdim eve. O kadar güvenli, o kadar huzurlu, o kadar eğlenceliydi ki benim mahallem... O mahallede oturan tüm insanlar sanki aynı evde yaşıyormuşçasına birbirine bağlıydı. Orası bir mahalle değil hepimizin içinde yaşadığı kocaman bir evdi... Önce sessiz sessiz saklambaç ya da evcilik oynardık Şefik amca uyanmasın diye, yoksa Şahide teyze bize günümüzü gösterirdi. Şefik amca uyandıktan sonra yakartop, istop, 7'den 77'ye şarkı yarışması, kovalamaca, kör ebe, 9 aylık, ip atlama, lastik gibi mahallede sesimizi yankılatan oyunlar oynardık...Canımız sıkıldıysa eğer  bahçedeki dut ağaçlarına tırmanır delicesine dut yerdik.Genelde tırmanan ben olurdum, arkadaşlarıma toplar toplar getirirdim :) Sonra oradan Nazik teyze seslenirdi ' evladım bana bir ekmek alır mısın? diye. Oyunumuzu böldü diye gıcık olurduk ama yine de giderdik bakkala çünkü annemiz öyle tembihlemişti. Sonra Ali amca gelirdi işten. O bizim mahallenin Barış Manço'suydu. Çocukları öyle severdi ki tüm çocukları toplardı etrafına topluca oyun oynatırdı bize. Bir de bakkal amcamız vardı, o gün şanslı isek annemiz bize izin ve para vermişse bize patlayan şeker, göz yaşartan sakız, leblebi tozu, topitop alır hep beraber yerdik. Akşam üzeri olup gölge çökünce mahalleye annelerimizde inerdi bahçesi olanların bahçelerine, çaylar demlenir, sohbetler edilirdi. Hıdrellez olunca rahmetli Neslihan teyzem dut ağacına kurardı salıncağı,, birde ateş yakardı yolun ortasına, mahallece atlardık üzerinden dilekler tutup... Eğer aylardan Ramazan ise mahallenin sonundaki yokuşta caminin ışıklarının yanmasını bekler, yanınca hep bir ağızdan  bir sürü çocuk yandı yandı diye bağırıp yokuştan aşağı koşmaya başlar sonra evlere dağılırdık. Kışın ise bizim oralarda arabalar görünmezdi kar yağınca... Bir süre sokağa çıkamazdık, evde canımız sıkılır camdan cama arkadaşlarımızla bakışırdık. Biraz erimeye başlayınca karlar hemen sokağa iner kartopu oynar, kardan adam yapardık.

O zamanlardan kalan sadece iki fotoğraf var maalesef ;


Neslihan teyzenin bahçesi yanda da meşhur kuyusu


Bu da Gözde'nin facebookunda bulduğum bizim bakkalın önünde abisi ile çekildiği fotoğrafı :)


Keşke kızımda böyle bir çocukluk geçirse ama maalesef artık bırakın sokağa çıkmayı kimse akrabalarını bile güvenemiyor. Çok şanslıyız biz çok güzel anılar biriktirdik. Keşke dönebilsem o günlere...

4 yorum:

  1. Gözlerim doldu Ezgim :( mükemmel anlatmişsin o günleri...Tatillerde geldigimiz zamanlarda hep bu ortamda yaşadiginiz icin imrenerek katilirdim oyunlariniza..ve icimde hüzünle dönerdim istanbula...cünkü her nekadar bizde sokaklarda oynasakta,o keyfi alamazdim kendi mahallemde...
    Babaannemi,dedemi...cocuklugumu özlettin bana :(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gerçekten te öyle ben rüyamdan ağlayarak kalktım. Keşke o günlere dönsem dedim. Keşke o evime gidebilsem dedim...

      Sil
  2. Ezgicim çok güzel anlatmışsın gerçekten, şöyle bir baktım da etiketlediklerinden sadece bizimkiler kalmış hala o mahallede, fotoğraftan da Esra ablamlar. İnsanlar olmadan mekânlar aynı olsa bile eski günlerin büyüsünü tam yansıtamıyor ne yazık ki.. Hatta mekânlar, insanlar, şartlar, her şey değiştiği için eski günler ancak sahip olduğumuz için şanslı hissettiğimiz anılar olarak kalıyor belleklerimizde. Şimdi o sokaklarda koşturan yeni nesli gördükçe onlar adına mutlu olup bizim zamanlarımızı anımsıyorum. Ve fark ediyorum ki artık efsane kuşak ilan edilmiş ve müthiş bir geçiş dönemi çocukluğu yaşamış olan bizler de yavaş yavaş “bir zamanlar buralar hep dutluktu” diyen babalarımıza benzemeye başladık :) (üstelik bunu sadece mecaz anlamda da söylemiyorum, babam bizim oraların kendi gençliğinde birkaç tanesi bizim çocukluğumuza da yetişebilmiş olan dut ağaçları ve üzüm bağlarıyla kaplı olduğunu sık sık anlatırdı :) ). Ve onların anlattıklarını vaktiyle yalnız kelime anlamıyla, tasvirler ve olaylar düzleminde algılamış olan bizler gerçek manada, satır aralarındaki özlemle birlikte ancak anlıyoruz..
    Şimdiki çocuklar çok farklı şartlarda yetişiyor belki ama bence güzellikler de gülümseme gibi bulaşıcıdır; ve kızın senin gibi duyarlı bir annesi olduğu için çok şanslı :)

    _Seray

    YanıtlaSil
  3. bende aynı şekilde büyüdüm ne güzel sokaklarda oynardık şimdi kızımı gözümün önünden bir an bile ayıramıyorum malesef :(
    www.atolyenott.blogspot.com

    YanıtlaSil