29 Mayıs 2013 Çarşamba

Satır Et




Satır et 90’lı yıllarda Keşan da yaratılmıştır. Satır eti diğer etlerden ayıran en büyük özellik lezzetidir.Kullanılan et, Güney Trakya Bölgesi’nin doğal ortamlarında yetişen yonca, kekik, buğday, arpa ve mısır gibi doğal ürünlerle beslenen ve ağırlığı 40 kg civarında olan kıvırcık cinsi süt kuzularından sağlanır.

Satır et yapılmak için kesilen kuzu’nun eti, buzdolabında artı 4 derecede iki gün bekletilir.Daha sonra özel bir satır ile tahta kütük üzerinde mercimek büyüklüğünde oluncaya kadar kıyılır. Hazırlanan 1 kg ete sadece 5 gram tuz atılır. Başka bir katkı maddesi karıştırılmaz. Çift taraflı tel ızgaraya pişmemiş hali ile 180 gram olarak konulan satır et, meşe kömüründe pişirilerek servis edilir.

Servis yapılırken yanına İpsala’nın meşhur pirincinden yapılan pilav garnitür olarak sunulur.Yanında ise mevsimine göre de koyun yoğurdu ile zeytinyağlı çoban salata tavsiye edilir.

Satır et sonrasında da yine Keşan’ın meşhur dondurmalı peynir helvası yemek sonu tatlısı olarak unutulmaz bir lezzet sunar.

Keşan da satır et, Keşan Sanayi ve Ticaret Odası´nın girişimleriyle bir marka olmuş ve ‘’Keşan Satır Et’’ adıyla da Türk Patent Enstitüsünden onay almıştır.

Nerede Yenir ?

Çamlıbel Restoran
Adres
:

İstanbul Yolu 1. Km.
Keşan / Edirne
   Telefon
:
(0284) 714 15 99-714 95 90
 
 Özen Et Lokantası
Adres
:

Yeni Muhacir Belediyesi Keşan
 
Telefon
:
0284 763 70 30

Tatil Önerisi

Kızıma altı aylık hamile iken mayıs sonu Antalya'ya tatile gitmeye karar verdik. Aslında ben Antalya konusunda hep önyargılıydım fakat eşim de oradaki tesislerin kalitesini çok beğendiği için oraya gitmek istiyordu. Tur şirketi olan bir arkadaşımıza beklentilerimizi ilettik. Benim beklentim denizin ege denizi gibi olması, yemeklerin temiz ve güvenli olması, hamile olduğum için de egede ki tesisler gibi yamaçta olmamasıydı. Arkadaşımız bize Amara Dolce Vita Luxury'i önerdi. Açıkçası Antalya'da doğa ve deniz olarak bu kadar mükemmel bir tesis göreceğimden çok umudum yoktu. Oteldeki odamızı görünce büyülendim açıkçası. Bembeyaz klasik mobilyalar çok sıcak ve iç açıcı gözüküyordu. Cama doğru yöneldiğimde ise muhteşem çam ormanları ve masmavi deniz manzarası vardı. Beni en çok cezbeden personelin çocuklarla inanılmaz ilgili olmasıydı. Zaten oteldeki misafirlerin çoğu hamile ya da çocuklu aileydi. Çocuk dostu olduğu için bu yaz Derin'le de gideceğiz.
 
Genel görünüm


Odalar
 
 


 
Otelin mimarisi çok güzeldi

Oteldeki tüm tuvaletlerde peçete yerine minik havlular koymuşlardı. Ellerini kuruladıktan sonra kirli sepetine atıyorsun ve yıkanıp ütülenip geri geliyor.
 

A la carte balık restoranının manzarası. Çıkarken biraz zorlandık ama değimişti açıkçası:)
 
Balık çorbası
Ara sıcaklar
Akdenizin en güzel balıklarından lagos
 
 
Beni büyüleyen bir diğer şey ise biz balığımızı yiyip şarabımızı yudumlarken, restoranın tepesindeki kuleden canlı gelen saksafon sesiydi.

 
 
 
 

27 Mayıs 2013 Pazartesi

Beeves ile Et ve Et Pişirme Teknikleri

Dün benim için ezber bozan bir workshopa katıldım. Et ve et pişirme ile ilgili bildiğim herşeyin yanlış olduğunu görmüş oldum. Sizlere de bu bilgileri aktarmak isterim.
 Eğitimi  Beeves Steakhouse sahibi  Sidar Budak verdi. Aslında eğitim oldukça uzun sürdü fakat ben kısa ve öz bir şekilde aktarcağım.
Eti değerli ve değersiz etler olarak ikiye ayırıyoruz. Değersiz etler genelde üretim için kullanılır. Mesela hayvanın arka ayakları en çok hareket eden kısmı olduğu için kaslı, sert ve doğal olarak lezzetsizdir ve kuşbaşı için uygundur. Değerli etler ise hayvanın sırt kısmında bulunan etlerdir. Bunlar; antrikot, bonfile, biftek diye adlandırılır. 



Eğitimde daha çok değerli etleri pişirme tekniklerini öğrendik. Peki bu etleri alırken nelere dikkat etmeliymişiz? İşte aldığım notlar;
 
*Büyükbaş ve küçükbaş hayvan kaburgasi 13 tanedir. İlk üç ve son üç tanesini iyi kasaplar satışa sunmazlar. Çünkü ilk üçü boyun kısmına, son üç tanesi de kuyruk kısmına yakın olduğu için bol sinirli olur dolayısıyla hem lezzetsiz olur hem de yenilmesi zor olur.
*Antirkot diri durmalıdır, kesinlikle tiftik tiftik duran etler satın alınmamalıdır.
*Et genel olarak mermerimsi dokuda olmalıdır, böyle etlerin içerisinde ince yağ tabakaları bulunduğu için pişerken kendini kasmaz, daha yumuşak ve daha lezzetli olur.
*Eti alırken ne olursa olsun dövdürmemek gerekir.
*Biraz maliyetli olsa da satın alırken dry aged yöntemi ile marine olmuş etler tecih edilmelidir.
*Dry aged yöntemi ile marine edilmemiş hiçbir et buzlukta bekletilmemelidir.


Etimizi pişirirken yapmamız gerekenler ise ;
 
*Eğer etimizi marine etmek istiyorsak uygun malzemeler, zeytinyağı, süt, yoğurt ve kremadır. Baharatlar ise kesinlikle toz olmamalı taze kullanılmalıdır. Tuz, marine esnasında dolapta olan ete eriyip nüfuz edemeyeceği için soya sosu kullanılması daha anlamlı olacaktır. (Bildiğimizin aksine tuz eti sertleştirmezmiş.)
*Marine süresi ideal olarak 8-12 saat arasıdır.
*Marine için koyduğumuz sıvı seviyesi etin üzerinde olmalıdır.
*Etimizi pişirmeden buzdolabından çıkarıp, bir saat oda sıcaklığında bekletmek gerekir.
*Kesinlikle döküm tava kullanılmalıdır. Çünkü döküm tava ilettiği yüksek ısı sayesinde  etin üzerindeki gözenekleri kapatıp suyunun çıkmasını engeller ve böylelikle çok daha yumuşak ve lezzetli bir et pişer.
*Döküm tavayı temizlerken deterjan kullanılmamalıdır. Yanlızca su ile yıkanmalıdır.
*Eti pişirmeden önce döküm tavamız yüksek ateşte bol miktar ısıtılmalı ve tava asla yağlanmamalıdır.
*Buzdolabından bir saat önce çıkmış olan etin her iki tarafını ayçiçek ve mısıryağı ile yağlanıp tuzlanmalı ve bu işlemden sonra et hemen döküm tavamıza yerleştirilmelidir.
*Eti pişerken sürekli çevirilimemelidir.
*Eti istenilen şekile göre pişirdikten sonra tercihen ahşap tabaklarda sunmak gerekir.
                                
 
Köfte yapmanın püf noktaları ise;
 
*Kıyma yağlı dana döşten iki kez çektirilmelidir.
*Harcına kırmızı balık soğanı kullanılmalıdır.
*Soğan ovulup iki kez tülbentten geçirilerek suyu sıkıldıktan sonra sadece posası harca katılmalıdır.
*Kıyma miktarının yüzde 10'u kadar ekmek içi kullanılmalıdır.
*Yumurta kullanılmamalıdır.
*Damak zevkine göre istenilen baharat eklenebilir.
*Pişirirken sürekli çevirilmelidir.


Bu eğitimi bize sağladığı için internet annelerine teşekkür ediyorum.

17 Mayıs 2013 Cuma

Kremalı Mantarlı Somon

Birgün ne pişirsem diye evin içerisinde dolanırken sevgili Devletşah aradı. Hani iyi olacak hastanın doktor ayağına gelir derler ya o biçim oldu :) Bu fırsatı tabiki kaçırmadım ve kendisine danıştım. O da bana o kadar pratik, lezzetli ve bir o kadar da faydalı bir yemek tarifi verdi ki çok mutlu oldum. Hemen denedim, eşim ve Derin tek kelime ile bayıldılar. İşte tarifi ;

3 kişi için;

* 3 dilim fileto kesilmiş somon
* İki dilim bayat ekmek
* 1/4 demet maydonoz
* 1 paket krema
* 1 paket mantar
* 1 orta büyüklükte soğan

Yapılışı;

Öncelikle soğanları ve mantarları istediğimiz büyüklükte doğruyoruz. Biraz sıvıyağda önce soğanları sonrada mantarları ekleyerek kavuruyoruz. Pişmelerine yakın biraz tuz ve kremayı ekliyoruz, bir iki dakikada böyle pişirip kapatıyoruz. Bu sırada maydonozları ve bayat ekmekleri blendırdan geçirip geniş bir tabağa alıyoruz. Somonları bu maydonoz ekmek karışımına bulayıp öneceden ısıtılmış 180 derece fırında 15 dk kadar pişiriyoruz. Somonumuz piştikten sonra üzerine kremalı mantarlı sos ile servis ediyoruz.

Bu tarif gerçekten lezzetli oluyor, maydonozlu ekmek karışımı ona hem şıklık hemde kıtırlık katıyor. Böylelikle yediğimiz balıktan çok daha fazla zevk alıyoruz.


 
 Balık sunumlarında ikeanın dikdörtgen tabaklarını tercih ediyorum. Hem şık hemde kullanışlı oluyor. Somonu ıstakoz surimi ve mevsim salatası ile servis ettim.

Dönerci Celal Usta

Eğer anadolu yakasında yaşıyorsanız mutlaka Dönerci Celal Ustayı deneyin. Tüm ürünleri çok lezzetli fakat döneri denemeden dönmeyin. Çok alakasız bir yerde, çok uzak demeyin yolunuz o tarafa düşerse bir kez gidin bundan sonra hep gidersiniz diye düşünüyorum.



 
   Atakent Mahallesi Reşitpaşa Caddesi

No:75 E-D Ümraniye - İstanbul

Telefon: +90 216 329 35 40 - 41

 


16 Mayıs 2013 Perşembe

Atopik Dermatit Ciltli Bebekler

Derin doğduğundan beri kuru ve hassas ciltli bir bebekti. 5.ayımıza geldikten sonra yanaklarında, kollarında ve bacaklarında inanılmaz lekeler ve kuruluklar oluşmaya başladı. Sürekli kaşınıyor ve yanaklarından kanlar akıyordu. Doktorumuz  Derin'in atopik dermatit olduğunu söylemişti. Atopik dermatit veya atopik ekzema, şiddetli kaşıntılı, bulaşıcı olmayan, kronik inflamatuvar bir deri hastalığıdır. Doktorumuz bunun tamamen 3 yaşından sonra geçeceğini söyledi. Geçici çözüm için kortizonlu krem önerdi. Fakat kortiozunlu krem kullansaydık sadece bir haftalığına geçecek sonrasında yine aynı yaralar oluşacaktı. Biz mümkün olduğu kadar kaşındırıcı şeyler giydirmekten kaçınarak ve atopik ciltli bebeklere özel şampuan ve kremler kullanarak en azından kaşınmasını engellemeye çalıştık. Ayrıca beklediğimizin aksine yaz ayı bize çok iyi geldi. Kızımın yanakları pamuk gibi oldu. Kısacası atopik ciltli bebek anneleri biliyorum çok zor bir süreç ama sabredin gerçekten de zamanla geçiyor.

13 Mayıs 2013 Pazartesi

Steak Köfte

Biz karı koca olarak yemeyi, içmeyi ve gezmeyi çok severiz. Derin doğduğundan ve eşimin işleri yoğunlaştığından beri her ne kadar eskisi kadar çıkamasak da yeni lezzetler ve mekanlar keşfetmeye asla üşenmeyiz :) Genelde arkadaşlarımız bizi nereye gitsek, ne yesek diye ararlar. Bu hafta sonu Tuzla filizler köftecisinin yeni steak köftesini denedik. Kesinlikle önerebileceğim bir lezzet. Eğer Tuzla çok uzak derseniz bu sene Üsküdar'a da bir şube açtılar hem de muhteşem bir boğaz manzarası var.


Steak köftesinin altında fırınlanmış soğan ve tatlı biber, elma dilim patates ve patates püresi ile servis ediliyor.



Filizler Köfte Tuzla


Filizler Köfte Üsküdar

11 Mayıs 2013 Cumartesi

Sürpriz Babyshower

   20 gün önce doğum yapan sevgili komşum ve dostum için iki ay önce sürpriz babyshower yaptık. Gerçekten de mükemmel bir sürpriz oldu. Eminim çok daha güzellerini gördünüz fakat bunun güzelliği herşeyin el emeği olması ve annenin hiçbir şeyden haberi olmaması...

  Eski arkadaşlarını davet ettik ve ona özel şeyler hazırladık. Malum komşu olduğumuz için onu birşey göstermek için bize çağırdım. Kapıdan girdiğinde gördüğü manzara karşısında şoka uğradı :) İşte gördüğü manzara ;


                             Kurabiye ve pasta tarifini sonraki yayınlarda vereceğim

 
 
Paşabahçe beyaz tabak
Hisar Studio Mamba çatal bıçak
El yapımı dantel peçetelik
                    Paşabahçe cam peçetelik (bebeğin cinsiyeti erkek
olduğu için mavi gıda boyası ile su karıştırıldı
ve içerisine beyaz erengül çiçeği koyuldu)


Suların üzerindeki stickerlar, amerikan servisler, isim kartları vs.. hepsi bebeğin isimine göre tasarlandı



                                      Bu da soframızın genel görünümü





Erken Okul Maceramız

Derin 18. ayından itibaren inanılmaz anne düşkünü oldu. Psikologumuz bu dönemlerde böyle şeylerle karşılaşmamızın beklendiğini, fakat önemli olanın bu durumu güzelce kalıcı hasarlar bırakmadan atlatabilmek olduğunu söyledi. Çünkü biliyoruz ki bağlılık ve bağımlılık arasında ince bir çizgi var. Bunun üzerine can alıcı birkaç soru sordu. Bunlar;

*Annemiz sadece kendisi için ne yapıyor?
*Annemiz günde kaç saatini Derin'siz geçiriyor?


                                       Anneeeee diye ağlayan Derin :)

 Ailem şehir dışında, eşimin anneside çok yoğun çalışıyor olduğu için ben Derin'siz neredeyse hiç vakit geçirmiyor, doğal olarak kendim için hiçbir şey yapamıyorum. Bu da Derin'le kaliteli vakit geçirmeme engel oluyor. Çocukla geçirdiğiniz kaliteli zamanla ters orantılı olarak yapışkanlık azalıyor.
 Derin 20 aylık olduğu için psikologumuz bize düzenli, annesiz gidilen bir oyun grubu tavsiye etti. Bunun sayesinde anne birkaç saat bile olsa kendi ile başbaşa kalacak ve dinlenmiş olduğu için çocuğu ile daha güzel vakit geçirecek. Evimizin yakınında bir kreşte haftada iki gün iki saat bir oyun grubu olduğunu öğrendik ve bir haftadır oraya devam ediyoruz.Şimdilik derslere bende giriyorum fakat yavaş yavaş ayrılmayı deneyeceğiz. Bakalım bize nasıl gelecek? Umarım biraz olsun ayrışmamıza yardımcı olur.


Merhaba


Şu anda 20 aylık olan kızım Derin doğduktan sonra arkadaşım Evrim sayesinde kendimi bir anda sosyal medyanın içerisinde buldum. Önceleri pek alışamamıştım aslında, fakat şimdi bağımlısı oldum diyebilirim.
 İnternet anneleri mail grubuna üye olmamla başladı her şey. Sonrasında bu grup sayesinde iyi bir twitter takipçisi ve blog okuyucusu oldum. Bunlar bana neler mi kattı? Öncelikle bilgi paylaşımı bana inanılmaz faydalı oldu, taze bir anneyken içinden çıkamadığım birçok sorunun üstesinden gelebildim. Ama en önemlisi edindiğim arkadaşlarım ve dostlarım... Öyle güzel ve donanımlı anneler tanıdım ki bilgi paylaşımını aşıp güzel ilişkiler kurduk. Şimdi de ben neden tecrübelerimi paylaşmıyorum dedim ve bu blogu açmaya karar verdim.
  Bana gelecek olursak; 2006 yılında Kocaeli Üniversitesi İktisat fakültesini bitirdikten sonra 2009 yılına kadar lojistik ve satınalma ağırlıklı olarak çeşitli sektörlerde çalıştım. 2009 yılında bir anlık cesaretle herşeyi bırakıp çocukluğumdan beri sayıkladığım bir meslek olan içmimarlık ile ilgili iki senelik eğitim aldım.
 Blogumda annelik tecrüblerim, dekorasyon, gezip gördüğüm mekanlar, yeni lezzetler  ve çevremdekilerin isteği üzerine sofra düzeni ile ilgili yazılar yazacağım.