24 Ağustos 2013 Cumartesi

12-24 Ay Arasında Bebeklerimizle Oynayabileceğimiz Oyunlar

Oyun oynamak çocukta dikkat yeteneğinin artmasını sağlar. Özellikle küçük yaşlarda öğrenme potansiyeli çok yüksek olduğundan, çevresini saran nesne ve kavramları en doğal şekilde oyun aracılığı ile öğrenir. Farklı oyunlar sayesinde bebeklerimizin duyusal ve öğrenme kapasitesi artar. Duyulara bağlı hareketliliği dengelenir. En güzeli de anne bebek arasındaki sevgi bağı güçlenir.

Fakat gel gelelim Derin oyuncaklarla çok oynamayı seven bir çocuk değil. O yüzden evde kendi kendimize oynadığımız ve Derin'in en sevdiği oyunları paylaşmak istedim.

Kulübe Oyunu

Biz çocukken de bu oyunu çok oynardık. Masanın üzerine büyük bir çarşaf örtün. Oyuncakları ile içeri girip oyun kurun. Ya da anneden/babadan saklanmayı öğretin. Ceee oyunu da oynayabilirsiniz.
Bu oyun sayesinde çocuğun hayal gücü zenginleşir, keşfetmeyi öğrenir, yön bulma yeteneği artar.

Kürek Çekme

Karşılıklı oturun ve bacaklarınızı öne doğru uzatıp hafifçe aralayın, çocuğunuzu bacağınızın arasına yerleştirin. Ellerinden tutup ileri geri sallamaya başlayın. Sallanırken de ona uygun tempolu şarkı söyleyin.


Bu oyun sayesinde hareketleri birbirine bağlamayı öğrenir, esneklik kazanır, gücünü dener, ritim duygusu gelişir.

Parmaklar

Parmaklarınızın iç kısmına boyalı kalemle komik ve neşeli yüzler çizin. Sonra çocuğunuza yaklaşın ve yüz resimlerini görmesini sağlayın. Çizdiğiniz yüz resimlerini konuşturabilir, her birini ayrı bir karaktere dönüştürebilirsiniz. Onları konuştururken her bir parmak için farklı bir ses tonu kullanırsanız çocuk değişik karakterleri tanımaya başlar. Hatta karakterlerle öykü kurabilirsiniz veya onlara şarkı söyletebilirsiniz. Eğer hoşuna gideceğini düşünüyorsanız kendi parmaklarına da karakter yapabilirsiniz.


Bu oyun sayesinde izleme becerisi gelişir, işitme duyusu keskinleşir, hayal gücü ve yaratıcılığı zenginleşir, ifade ve iletişim becerisi güçlenir, heyecanlarını dışa vurmayı öğrenir.

Benim İkizim

Büyük bir kağıdı yere yayın ve çocuğa, sırtüstü kağıdın üzerine yatarak kol ve bacaklarını açmasını söyleyin. Kağıt üzerine çocuğun silüetini çizin. Kağıdı çocuğun boyu ile aynı hizaya gelecek şekilde duvara asın. Silüetin farklı noktalarını (organların olduğu bölümleri) etiketle işaretleyin. Çocuktan da geri kalan etiketleri silüetin farklı yerlerine yapıştırmasını isteyin. Ona önce organların yerini öğretip, sonra organ isimlerini söyleyerek gerektiği yere yapıştırmasını isteyin.


Bu oyun sayesinde kendi bedenini tanır, etkinlikleri paylaşmayı öğrenir, görsel koordinasyonunu sağlar, organların isimlerini ve yerlerini öğrenir.

Araba

Bu oyun için yumuşak bir battaniye veya dayanıklı bir çarşaf gerekmektedir. Battaniyeyi düz bir zemine serin. Çocuk, battaniye üzerine otursun veya yüzüstü yatsın. Battaniyeyi bir kenardan sıkıca tutun. Ve asla zorlamadan yavaşça battaniyeyi çekerek çocuğu odada dolaştırın.


Bu oyun sayesinde refleksleri gelişir, dengesini korumayı öğrenir, yer değiştirme ve farklı boyutlar gibi kavramları öğrenir, farklı hız ve hareketler hakkında bilgi sahibi olur.

Zıp Zıp Zıpla

Orta boy bir örtüyü yere serin ve üzerine tüylü oyuncaklarından ya da bebeklerinden birini getirip koymasını söyleyin. Örtüyü bir ucundan sıkıca tutmasını isteyin, siz de diğer ucundan sıkıca tutun. Üçe kadar sayın ve örtüyü hafifçe havalandırın. Ona önce oyunun nasıl oynanacağını göstermeniz gerekebilir. Oyunun amacı oyuncağın örtünün dışına çıkmamasıdır. Oyuncak yere düşerse üzüntüyle, 'tühhh! ' diyebilirsiniz. Çocuğunuzdan yere düşen oyuncağı örtüye koymasını isteyin.


Bu oyun sayesinde görsel ve dokunsal becerisi gelişir, örnek alma ve taklit yöntemiyle öğrenir, ritim ve taklit becerileri artar, harekete bağlı olarak ritim duygusu gelişir.



23 Ağustos 2013 Cuma

Anne Bana Çocukluğu Anlat - Kuzey Soruyor Evrim Cevaplıyor -

Bugün ise benim 11 senelik dostum, kardeşim Evrim'in oğlu, benimse canımın yarısı Kuzey'in sorularının cevaplarını okuyacaksınız.


*İlk bayram hatıranı anlatır mısın ?

İlk bayramımı hatırlamıyorum ama Ümraniye’de oturduğumuz evin arsasında bayram sabahı
çocuklar çatapat, kızkaçıran, fişek patlatırlardı çok eğlenir bir o kadar da korkardım :)

*Küçükken en sevdiğin oyun neydi ?

Şimdinin aksine çok çok hareketli bir çocuktum en sevdiğim şey ağaca tırmanmaktı özellikle
dut ağaçlarına :)

*Öğretmeninden hiç dayak yedin mi ? Ayrıntılarını hatırlıyorsan anlatır mısın ?

Sadece bir kere saçımı çekti, arada da itinayla sıra dayağından geçirirdi.. İlkokul öğretmenim
Ziynet Akman’dı çok severdim kendisini.

*Dayım/ teyzem/halam/ amcam doğduğunda neler hissettin ?

Hangi ilkokula gittin ve öğretmeninin adı neydi? Bana onu biraz anlatır mısın?
İlkokul 1’i İcadiye' de okudum öğretmenim Eyüp Sevgi’ydi ona dair pek bir şey
hatırlamıyorum. Daha sonra Ümraniye’de Zübeyde Hanım ilköğretim okuluna gittim
öğretmenim Ziynet Akman’dı çok anaç ama bir o kadar da otoriter bir öğretmendi çok
severdim ve çok çekinirdi.

*İlkokul aşkın oldu mu ? Hatırlıyor musun ?

Adına aşk denemez tabi ki ama hoşlandığımı sandığım birileri vardı :)

*Bana ilk oturduğun evi ve mahalleyi anlatır mısın ?

İlkokul bire kadar Üsküdar' da oturuyorduk sonra Ümraniye' ye taşındık herhalde bir çocuğun
isteyebileceği en güzel şey iki kocaman arsa arasındaydı apartmanımız sokaklarda çocuklarla
oynayarak süper bir çocukluk geçirdim.

*Çocukken yaşadığın en büyük kırgınlığı ve mutluluğu anlatır mısın ?

Çocukluğuma dair hatırladığım bir kırgınlığım yok genel olarak hep mutlu bir çocuktum.

*İlk nerede denize girdiğini hatırlıyor musun ?

Tabi ki :) Silivri Semizkum Mocamp :)

*İlk lunaparka nerede ne zaman ve kiminle gittin ?

Sanırım abimle gittim.

*İlk harçlığınla ne almıştın ?

Tam hatırlamamakla birlikte kesin dondurma almışımdır :)

*En sevdiğin oyuncağın neydi anlatır mısın ?

Ben çocukken çok oyuncakla oynayan bir çocuk değildim. Sokakta oynardım daha çok, bir de
hayali oyunlar çok oynar, kendi kendime konuşurdum sürekli.

*Çok isteyip alamadığın oyuncak var mı ? Varsa neydi ?

Hiç aklımda böyle bir anı yok.

*Küçükken büyüyünce ne olacaksın dediklerinde ne cevap verirdin ?

Bu soruya abim hırkız olacağımm diye cevap verirdi :) Ben de öğretmen olacağım derdim.

*Sen çocukken anneannem nasıl bir anneydi ?

Biz çok özgür büyüdük. Ailede çoğu şey demokratik olarak kararlaştırılırdı küçük de
olsak fikrimize saygı duyarlardı. Ananen de bir melekti yavrum J şaka tabi değil di vallahi
yaramazlık yapınca cimciği veriverirdi, arada terlik atmışlığı da vardır ama onu çok tercih
etmezdi.

*Dedemle ilgili hatırladığın en güzel çocukluk anın neydi ?

Deden çocuklarla büyük adam gibi konuşurdu aynen şu anda yaptığı gibi, hafta sonu
muhakkak hep beraber bir yerlere gidilir piknik yapılırdı.

*Son olarak benim ileride mesleğimin ne olmasını, nasıl bir insan olmamı hayal    
ediyorsun ?

Senin ileride insaflı, vicdanlı ve mutlu bir insan olmanı hayal ediyorum. İnsanlara zulüm
etmeyen hatta zulüm edenlerin karşısında duran hayata dair çok büyük keşkeleri olmayan
istediğini istediği gibi yapabilmiş bir insan olmanı isterim. Mesleğin, kazancın hiç umurumda
değil tek istediğim içindeki güzellikleri, yeteneklerini ortaya çıkarabilecek bir yaşamın olsun.






22 Ağustos 2013 Perşembe

Kokoshanne ile Playdate Etkinliği

Bugün Kokoshanne Meltem'in ev sahipliğinde Playdate etkinliğine katıldık. Bu etkinlikte çocuklarımız sosyalleşirken bizde sosyalleştik.

 
 


Çocuklarımız eğlenirken
 

 
Bizde bu güzel manzara eşliğinde kahvaltı ettik

Bazı arkadaşlarımız Oriflame ile güzelleşirken, bazı arkadaşlarımız da Kiehls ile cilt analizi yaptırdılar.
 

 
Meltem'e daveti için tekrar teşekkür ederiz.

20 Ağustos 2013 Salı

Anne Bana Çocukluğunu Anlat - Aren Soruyor Tüten Cevaplıyor-

Şimdi ise sevgili arkadaşım Tüten, pamuk şekeri Aren' in sorularını yanıtlıyor;

*İlk bayram hatıranı anlatır mısın ?

Hatırladığım tüm bayramlar yaza denk geliyor Arenciğim . Ve anımsarken o bayramları
yüzümde bir gülümseme oluyor. Kalabalık olurduk yazlık evde; anneannenler, büyük
dayınlar, benim babaannemler (seni görselerdi çok severlerdi). Mutlaka yeni kıyafet
alınırdı ve ayakkabı, sabah uyanılır, özene bezene giyilirdi. Ben ve kuzenler ailelerden önce
ziyaretlere başlardık; keyifli günlerdi tatlım.

*Küçükken en sevdiğin oyun neydi ?

Kuzum ben çocukken senden farklı değildim; erkeklerle oynamayı severdim; en sevdiğim
oyun da misketti. Bilgisayar oyunlarını da çok severdim.

*Öğretmeninden hiç dayak yedin mi? Ayrıntılarını hatırlıyorsan anlatır mısın ?

Yemez miyim, yedim ve ayrıntılarını da hep hatırlarım; sen hiç yeme inşallah tatlım.
Ortaokuldaydım; belirtmek isterim ki, anneannen ve deden bize hep doğru bildiğinizi
söylemekten çekinmeyin, biz arkanızdayız derdi. Türkçe dersinde öğretmen bizi sınava
çalışmak için serbest bırakmıştı. Anneciğinin saçları neredeyse beline kadardı o zamanlar
ve doğal bir sarışındı, saç toplamak zorunluydu; benim ise rüzgara savururmuşçasına açık
bıraktığım saçlarım vardı ki saç toplamak zorunluydu. Serbest zaman ya, ağzımızda sakız
dalga geçiyoruz- Aren sen bunları okumamış ol- doğru davranışlar değil bunlar J  Öğretmen
önce sakızını çıkar dedi, çıkardım. Sonra kalktım bir şey sormaya gittim; cevaplandırmadı,
niye ben terbiyesizlik etmişim ve saçlarım açıkmış. Aman sen de anlatmazsan anlatma dedim.
Tüm sınıf anneni alkışlamaya başladı; annen saçlarını savurarak yerine oturmaya giderken;
arkasında öğretmen gelip saçlarından kavradığı gibi annene vurmaya başladı. Son dersti eve
kadar tuttu kendini anneciğin, evde ağlamaya başladı; tıpkı ben gibi anneanneden çalışan bir
anneydi, annen şimdi bizim oturduğumuz evde babaannemler otururdu, onlarda anneanneyi
bekledi ve birlikte okula gittiler. Anneannen delirmişti; neyse lafı uzatmayalım, o öğretmen
ertesi gün sınıfın ortasında benden özür diledi. Şimdiden bil baban ve ben de daima senin
arkanda olacağız.

*Dayım/ teyzem/halam/ amcam doğduğunda neler hissettin ?

Canım bunu dayına sormalı ben küçük kardeş oluyorum :) Asıl bir gün gelip de senin
kardeşin olursa sen neler hissedeceksin ben çok merak ediyorum.



*Hangi ilkokula gittin ve öğretmeninin adı neydi ? Bana onu biraz anlatır mısın ?

Tatlım ben ilkokuldan liseyi bitirene kadar Kültür Kolejde okudum. İlk öğretmenimde
Mükerrem Palamut idi. Çok bakımlı, güzel ve sevecen bir kadın idi.

*İlkokul aşkın oldu mu? Hatırlıyor musun ?

Oldu tatlım, hatırlıyorum da. Ama babanın kıskançlığını bilirsin daha fazla detaya giremem :)

*Bana ilk oturduğun evi ve mahalleyi anlatır mısın ?

Bebeğim ilk oturduğum evde hala oturuyoruz ve sen mahalleni zaten şimdiden tanıyorsun :)
Aslında evlenirken büyüdüğüm apartmanda oturmak istemediğimi söylerdim; ama şimdi ne
iyi etmişiz diyorum.



*Çocukken yaşadığın en büyük kırgınlığı ve mutluluğu anlatır mısın ?

Her ikisini de net hatırlamıyorum tatlım; lakin ben çabuk kırılabildiği gibi çabuk da mutlu
olabilen bir çocuktum.

*İlk nerede denize girdiğini hatırlıyor musun ?

İlk kez Güzelce ' deki yazlıkta denize girmiştim, suyu hep çok sevdim. Deden beni iskeleden bir
attı kolluksuz bata çıka yüzmeyi öğrendim.

*İlk lunaparka nerede ne zaman ve kiminle gittin ?

Sanırım bir yaz zamanıydı yine ve deden götürmüştü; çarpışan arabalar favorimdi :)

*İlk harçlığınla ne almıştın ?

Çikolata şeker gibi şeyler almışımdır sanırım.

*En sevdiğin oyuncağın neydi anlatır mısın ?

En sevdiğim oyuncağım arabalarımdı :)

*Çok isteyip alamadığın oyuncak var mı ? Varsa neydi ?

Sanırım pek olmamıştır; sadece geç alınmıştır o oyuncak. Aslına bakarsan tıpkı senin gibi
benim de oyuncaklara pek düşkünlüğüm yoktu.

*Küçükken büyüyünce ne olacaksın dediklerinde ne cevap verirdin ?

Avukat derdim ki; herkes benim avukat olacağıma inanırdı. Hem çok konuşurdum hem de
kimsenin hakkını kimseye yedirmezdim. Sürekli yargıçlık yapar dahil olmadığım olaylara
bile müdahil olurdum; bu huyum pek geçmedi bebeğim Daha sonra oyuncu daha sonra da
yazar olacağıma inandım ve inanıldı:)

*Sen çocukken anneannem nasıl bir anneydi ?

Anneannen şüphesiz ki çocukları için en iyisini isteyen bir anneydi. Anneannen benim ve
dayın için çok didindi canım. Özel öğretmenlere, aktivitelere taşıdı hep bizi. Lakin bir yandan
da bambaşka sorumlulukları olan bir kadın oldu; ailedeki yaşlı ve hastalara baktı, dedenin
yoğun iş hayatında tüm sorumluluğu anneannen üstlendi. Katı tarafları da olan biridir ama
annemdir canımdır.

*Dedemle ilgili hatırladığın en güzel çocukluk anın neydi ?

Deden her gece ben uyuduktan sonra gelip beni öper ve beni sevdiğini söylerdi; ve ben hep
uyanır bunu hisseder, duyar ama belli etmezdim.

*Son olarak benim ileride mesleğimin ne olmasını, nasıl bir insan olmamı hayal    
ediyorsun ?

Tatlım benim tek hayalim var o da mutlu bir insan olabilmen. Kendine yetebilmen ve hayata
neden geldiğini sorgulamak yerine, hayata gelişini bir şölen olarak görüp yaşaman. İleride
mesleğinin ne olacağı ile ilgili hiçbir hayalim yok; tek dileğimiz mutlu, huzurlu olduğun,
hayallerini gerçekleştirebilecek kadar para kazanabildiğin bir işin olması. Sen hangi yolda
yürümek istersen biz yanında olacağız, fikrimi sorarsan söylerim; ama dualarım hep iç huzuru
bulmuş ve mutlu bir yetişkin olman üzerine.
















Anne Bana Çocukluğunu Anlat -Nil Soruyor Yeşim Cevaplıyor-

İleride kuzularımızın öğrenmekten keyif alacağını umduğum bazı soruların cevaplarını içeren bir anket hazırladım. Soruları çocuklarımız soruyor, annelerimiz cevap veriyor. Bu yazı dizisi tamamen hatıra amaçlıdır. Umuyorum ileride çocuklarımız açıp okuyacak, belki duygulanacak, belki keyifleneceklerdir.

İlk soruları dünya tatlısı Yeşim'in  kızı Nil soruyor ve annesi cevaplıyor...



*İlk bayram hatıranı anlatır mısın ?

Biz bayramları hala geleneksel olarak yaşayan bir aileyiz. Bunu da devam ettirmek için
her bayram aile ziyareti yapmayı ihmal etmiyoruz. Arada kaçırdıklarımız olmuş olsa da
çoğunlukla bu geleneği sürdürüyoruz. Sanırım bunun nedeni de çocukluk hatıraları. En net
hatırladığım şey her bayram alınan yeni kıyafetler ve onları giymek için heyecanlanmaktı. A
tabii bir de ikram edilen şeker, çikolata ve nasıl harcayacağımı hayal ettiğim harçlıklarım:)
Şimdi aynı geleneği senin için sürdürmek istiyorum.

*Küçükken en sevdiğin oyun neydi ?

Sokakta oynadığımız oyunlardan 7 kule, yakan top, istop ve saklambaç. Evde dersen benim
kadar Barbie bebeklerle oynamış kız çocuğu var mıdır bilmiyorum:)

*Öğretmeninden hiç dayak yedin mi ? Ayrıntılarını hatırlıyorsan anlatır mısın ?

Çok şükür yemedim. Yesem de çocukluğumdan beri hakkını ortada bırakmayan bir tip
olduğum için hesabını sorardım herhalde.

*Dayım doğduğunda neler hissettin ?

Maalesef senin sadece bir tanecik dayın var. Baban tek çocuk olduğu için halan ya da
amcan yok. Hüseyin doğduğunda 5 yaşındaydım. Tam hissettiklerimi hatırlamasam da çok
kıskandığımı biliyorum. Ben ilk doğduğu zaman onlarla vakit geçirmemek için, annem de
sanıyorum (şimdi çok daha iyi anlıyorum) onu daha fazla yormayım diye küçük teyzeme
giderdim. O zaman hem bekardı hem de ben onun en gözde yeğeni olduğum için biz
çoğunlukla beraber zaman geçirirdik. Hüseyin büyüdükçe onunla olmaktan zevk almaya,
oynamaya başladıktan sonra ise birlikte çok eğlendiğimizi hatırlıyorum. Yine de ilk 1 sene
kayıptı. 


Hangi ilkokula gittin ve öğretmeninin adı neydi ? Bana onu biraz anlatır mısın ?

Ben Ereğli’de büyüdüm. Eve yürüyerek 15 dakika mesafede bir okulda okudum. O zamanlar
şimdiki gibi güvenlik problemi olmadığı için servis diye bir şeyi bilmezdik. 7 yaşından
itibaren çoğunlukla arkadaşlarımla yürüyerek gittik geldik. Öğretmen konusuna değinirsek
ben ilk okulda biraz şanssızdım çünkü 3 öğretmen değiştirdim ama ilk okul öğretmenin
kimdi dersen ilk 2 sınıfı okutan Seyfettin öğretmenimin yeri her zaman ayrıdır. En son da
düğünümde görmüştüm kendisini. Beni düğünüme gelerek çok mutlu etmişti.

*İlkokul aşkın oldu mu ? Hatırlıyor musun ?

Haha :) Yok ilk babana aşık oldum dersem inanır mısın? Hoşlandıklarım oldu ama
ona da ilk okul aşkı denir mi bilmem. Olsa ne olurdu o da ayrı. Kantinde çikolata, gofret
yiyen aşıklar:) Öyle içimde hoş çocuk deyip arkadaşlarıma anlatmışımdır maksimum.

*Bana ilk oturduğun evi ve mahalleyi anlatır mısın ?

İlk oturduğum ev hala oturduğumuz ev. Bu yüzden pek çok anım var. Mahalle ise daha
çok apartmanımızdaki arkadaşlarımla geçirdiğimiz zamanları hatırlatıyor bana. Çok büyük
çılgınlıklar yaptığımız doğru ama en büyük çılgınlık apartmanda sevmediğimiz bir çocuğun
okuldan dönüş saatini bekleyip yukarıdan üstüne döktüğümüz karışımdı. Karışımda ne
mi vardı? Her şey :) yumurta, süt, zeytinyağı, kola... Ne kadar sinirlendiysek artık! Bu
yaptığımızdan hala utanırım. Zaten bu yüzden ailelerimizden büyük azar işitmiştik.



*Çocukken yaşadığın en büyük kırgınlığı ve mutluluğu anlatır mısın ?

Kırgınlık: İnanılır mı bilmem ama benim geçmişte üzüldüğüm konuları çok çabuk unuttuğum
ve hafızamdan sildiğim gibi bir gerçeğim var. Tabii ki de bilinç altımda hepsi saklıdır ama
düşündüm düşündüm aklıma sadece bir arkadaşımla yaptığımız tartışma geliyor. Başka da net
hatırladığım bir şey yok ama elbette kırgınlıklarım vardır. Aklıma gelirse yazayım.
Mutluluk: Bilmem, ufak şeylerden çok mutlu olurum. O zaman da öyle ufak şeylerden mutlu
olmuşumdur ama herhalde en çok bana hediye gelen Barbieler beni mutlu etmiştir. Daha önce
de söylediğim gibi ben tam bir Barbie delisiydim :)

*İlk nerede denize girdiğini hatırlıyor musun ?

Bütün çocukluğumun tatilleri Alanya’da geçti. Fakat şimdi şanssız olduğumu görüyorum.
Ereğli’ye en yakın yer olduğu için Akdeniz mecburen tercih ediliyordu ama Alanya birden
derinleşen denizi sebebiyle yüzmeyi bana çok geç öğretti. Yüzmeyi ilk Marmara adasında
öğrenmiştim:)

*İlk lunaparka nerede ne zaman ve kiminle gittin ?

İlk Lunapark’ a Ereğli’de gitmiştim. Maksimum 10 yaşında olmalıyım. Annem, babam ve
kardeşimle gitmiştik. Balerine binmiş, çok korkmuştum. Ondan sonra balerine üniversite
yıllarımda binebildim.

*İlk harçlığınla ne almıştın, hatırlıyor  musun?

Hiç hatırlamıyorum ama oyuncak almış olmalıyım.

*En sevdiğin oyuncağın neydi anlatır mısın ?

Barbie :) Her türlü her renk Barbie’m olmuştur. Sadece Barbie değil, yemek takımı bile vardı.
Arkadaşlarım kendi Barbie’lerini getirirdi, onlarla evcilik oynardık. Ken’i olan arkadaş her
zaman en kıymetli olandı :)

*Çok isteyip alamadığın oyuncak var mı ? Varsa neydi ?

Bunu çok net hatırlarım: Bir Barbie evi çünkü o zamanlar çok pahalı bir şeydi.

*Küçükken büyüyünce ne olacaksın dediklerinde ne cevap verirdin ?

Klasik cevap: doktor. Hiç yaratıcı değilmişim.

*Sen çocukken anneannem nasıl bir anneydi ?

Aslında çok ilgiliydi ama anneanne olarak seninle ilgilendiği kadar değildi tabi. Çünkü pek
çok sorumluluğu vardı. En başında 2 çocuk büyütüyordu ama genel anlamda ilgili ve şefkatli
olduğunu söyleyebilirim. Çok tartışsak da aramız genelde çok iyiydi. Arkadaş gibiydik.

*Dedemle ilgili hatırladığın en güzel çocukluk anın neydi ?

Bana güzel yazı yazmasını babam öğretti. Onun yazısı çok güzeldi ve onun gibi yazı yazmak
için bir müddet çalıştırdı beni. Onunki kadar düzgün olmasa da güzel bir yazımın olmasını
ona borçluyum. Bunun dışında klasik olacak ama beni omzunda çok gezdirdiğini bilirim.

*Son olarak benim ileride mesleğimin ne olmasını, nasıl bir insan olmamı hayal    
ediyorsun ?

Belki çok yadırganacağım ama gerçekten senin İngilizce öğretmeni olmanı çok istiyorum.
Tabii ki de sen seçeceksin mesleğini ama eğer ilgi duyarsan nasıl mutlu olurum, bak şimdi
bile heyecanlandım. Sana maksimum faydam dokunur ve ileride anne olunca belki seni
yönlendirdiğim için teşekkür edersin.




















5 Ağustos 2013 Pazartesi

Şişte Kırmızı Biberli Hellim Tava


Çok kolay, çok lezzetli bir o kadar da şık bir ara sıcak yaptım geçenlerde ve sizinle paylaşmak istedim.

İşte tarifi;

İstediğimiz miktarda hellim ve kırmızı biberi alıp aşağıdaki gibi doğruyoruz;


 
Daha sonra bir küp şeklinde kesilmiş hellimi ardından da kırmızı biberi sırasıyla şişlere geçiriyoruz.
 

Hellim ve biberlerimizi resimdeki gibi şişe geçirdikten sonra çok az sıvı yağ ile kızdırılmış tavaya koyuyoruz.



Afiyet olsun...

 

3 Ağustos 2013 Cumartesi

Hem eğitici hem eğlenceli

Sevgili anneler biraz geç keşfedilmiş fakat çok güzel bir oyuncakla tanıştık :) Hem motor becerilerini geliştiriyor hem de uzun zaman oyalanabiliyor. Bence 15. aydan itibaren yapılabilir. Mutlaka deneyin. Önüne koyun cezveleri ve cezve askını saatlerce taksın çıkarsın :)



1 Ağustos 2013 Perşembe

18. ay krizi

Uzun zamandır yaşadıklarımı yazmak istiyorum fakat biraz daha beklemeliyim sonucu görmeliyim diye yazmadım. Çünkü tam olarak sebep sonuç ilişkisini çözemedim :)

Biz neler yaşadık?

Derin 6. ayından itibaren kendi kendine, kendi yatağında uyuyan,  çok sakin olmayan fakat şımarık denmeyecek bir çocuktu. Ta ki 18. aya kadar. Bir anda öfke krizlerimiz başladı. Ardından da gece uyanmaları ve gece krizleri... Not olarak eklemek istiyorum aynı dönemde tüm azı ve köpek dişlerimizin de patlama sürecini yaşadık. Yani tam olarak bir kabustu. Sürekli ağlayan, mutsuz, gece uyumayan bir çocukla tam 4 ay geçirdik. Gündüz krizlerimiz ufacık bir şeyden sebep çıkıyordu ve çığ gibi büyüyordu.  Gece krizlerimiz ise ağlayarak uyanma ile başlıyor ve hiç bir türlü sakinleşmiyordu. Abartmıyorum 2 saat boyunca ağlayıp kucağımızda yorgunluktan bayıldığı zamanlar oldu. Bir de anne düşkünlüğü had safhadaydı. Sürekli benimle olmak istiyor, en sevdiklerine bile gitmiyordu. Eşim ve ben kendimizi öyle çaresiz hissediyorduk ki sanki dünyanın sonu gelmiş gibi olan biteni izliyorduk. Bir de acaba diş mi, gece terörü mü, büyüme atağı mı, rüya mı görüyor ???? gibi bir ton soruya cevap arıyorduk. Bu durum bizim de sinirlerimizi yıprattığı için çocuğa öfkeli davranmaya başlamıştım. Bu gerçekten annelerin en büyük imtihanı bence. Aslında bir çoğumuz yaşıyor fakat dışarıya itiraf edemiyoruz. Gerçekten yeterrrrrrrrrr, bıktımmmmmm, susssss diye bağırmaya başlamıştım bende. Fakat bu bağırmalarım işe yaradı mı? Tabi ki hayır. Bunun bir işe yaramayacağını zaten biliyorum fakat o an çileden çıkmış durumdasın, yapacak bir şey yok :) Sonrasında çektiğin vicdan azabı da cabası. Peki sonra ne oldu? Derin 22 aylık oldu daha net konuşmaya ve kendini ifade etmeye başladı. İstediği zamanlar bizimle yatmasına izin vermeye, uykusu yoksa uykusu gelene kadar beklemeye başladık. Yani katı kurallarımızı biraz yumuşattık. Şu son 15 gündür eskisine göre bambaşka bir çocuk var karşımda. Ve şunu anladım hepsi gelip geçici, sanki hayatın boyunca yaşamışsın ve yaşayacakmışsın gibi geliyor ama öyle değil. Ve biliyorum ki yine kötü dönemlerimiz olacak. Çocuk büyütmek kolay değil. Ama en azından hepsi birer tecrübe oldu. Bir sonraki krizimizi daha rahat atlatacağız. Umutsuzluğa kapılmamak gerek. Anne olduktan sonra öğrendiğim en güzel kelime 'olabildiğince' oldu. Yani aslalarım olabildiğinceye döndü. Olabildiğince sakin kalmak en iyisi:) Bir de çocuklarımıza kızıyoruz diye kendimizi suçlamamak. Tanıdığım en sakin insanlar bile çocuklarına öfkelenebiliyor. Hepimiz insanız...