29 Kasım 2013 Cuma

İngiliz Kurabiyesi

Değişik lezzetler denemeyi sevenlere bir tarif daha :)


Malzemeler;

* 1 paket margarin ya da oda sıcaklığında 200 gr tereyağı
* 2 yumurta
* 1 su bardağı pudra şekeri
* 2,5-3 su bardağı un
* 1 çay bardağı mısır nişastası
* 1 portakal kabuğu rendesi
* 2 çorba kaşığı kuru çay
* 1 çay bardağı damla çikolata
* 1 paket kabartma tozu
* 1 paket şekerli vanilya

Yapılışı;

Tüm malzemeleri karıştırıp istediğimiz şekli veriyoruz önceden 190 derece ısıtılmış fırına tepsiyi veriyoruz.

Afiyet olsun

13 Kasım 2013 Çarşamba

ERBU KARADUMAN BEDEN ATÖLYESİNDE CİMNASTİK AĞIRLIKLI OYUN GRUBU

Geçen hafta Çarşamba gününden itibaren Ebru Karaduman Beden Atölyesinde oyun grubuna başladık. Bugün 3. dersimize gittik ve orada olmaktan gayet mutluyuz. Derin'in üzerindeki etkilerini çok merak ediyorum bir ay geçtikten sonra gözlem yapıp onunla da ilgili bir yazı yazacağım. Şimdi merak edenler için orada neler oluyor onları görelim ;

 


 
 Hem eğlenceli hem de kaslarımızı güçlendiren, dengemizi sağlamayı öğreten hareketler yapıyoruz
 
 
 Sadece jimnastik hareketleri yapmıyoruz biraz da eğleniyoruz :)
 
 
 Mandalları ipe geçirip ince motor becerilerimizin gelişmesini sağlıyoruz
 



 
 
Peki bu sırada annelerimiz ne yapıyor ?
 


Beden atölyesinin bu şirin kafesinde çay içiyor :)
 
 

 
 
Bu da Ebru Karaduman'ın ağızından bizlere aktarmak istedikleri;
 
 
Bebeğiniz evde oturmasın...
Bebeğinize evde bir noktaya yetebilir, gelişimine sınırlı sürelerde katkıda bulunabilirsiniz. Onun yürümeye başladığı anda, sosyalleşmeye, bedenini kuvvetlendirmeye de ihtiyacı var. Oysa pek çok anne bunu görmezden geliyor. Üç yaşına kadar evde bakmak, ihtiyacı olanın sadece yemek yedirmek ve sevgi vermek olduğunu sanıyor. Aslında en çok bu noktada yanılıyor. Haftada üç gün sadece 50’şer dakika onu yine sevgi ve ilgiyle karşılaşacağı bir ortamda bulundurmak gelişimine sandığınızdan daha çok katkıda bulunuyor. Onu üç yaşına gelene kadar yaşıtlarından neredeyse bir adım yukarı taşıyor.

Beden Atölyesi'nde spor odaklı oyun gruplarımız 50 dakika sürüyor. Spor aktivitemiz 18 ay ile 3 yaş arası çocuklarımıza hitap ediyor. Derslerimizin verimli geçmesi için çocuk sayımız maksimum 6 çocukla sınırlı olması. Oyun gruplarımız da kullandığımız tüm materyaller ve oyun ekipmanlarımızla çocuklarımızı serbest bırakarak dersimize başlıyoruz. Çocuklar özgün bir şekilde oyunlarını oynarken sırayla asılma, tırmanma, sallanma, zıplama, takla,
ters takla, denge yürüyüşleri , koordinasyon parkurları gibi çeşitli hareket ve antrenman sistemlerini oyunla karışık olarak aktarıyoruz.

Burada amaç; çocuklarımızın dağınık antrenman şeklinden yavaş yavaş sıyrılıp komut almaya başladığı antrenman düzenine girmesini sağlamaya çalışmak. En değerli öğrenme zamanı beyin gelişiminin inanılmaz bir hız ve yoğunlukla gerçekleştiği 0-3 yaş dönemini verimli bir şekilde geçirmek adına sosyal ve fiziksel aktiviteler önemli. Artık hepimiz beyin gelişiminin en önemli aşamalarının erken çocukluk döneminde gerçekleştiğini biliyoruz. Çocuklarımız bu eğitimde bilişsel olarak gelişirken, sağlıklı bir gelişim için ilk fiziksel aktivitelerine erken yaşta adım atmış oluyorlar.

Oyun fiziksel gelişim demek;
Solunum sistemi
Büyük ve küçük kas grupları
Dolaşım sistemi
Kemikler, eklem yapıları ve tendonlar
Bağışıklık
Algılama, yorumlama, karar verme ve dikkat
Sinir sistemi

Organizmadaki bu sistemlerin gelişmesi kendini şu şekilde gösterir:
Kuvvet gelişimi
Çabukluk gelişimi
Dayanıklılık gelişimi
Hareketlilik
Esneklik gelişimi
Koordinasyon ve beceri gelişimi
 
 
 

 

12 Kasım 2013 Salı

UYKU EĞİTİMİ ŞART MI?

Derin her zaman uyku problemi olan bir çocuktu. Belki biraz benden, biraz da karakterinden kaynaklanıyordu bu durum. 6 aylıkken artık canıma tak etmiş ve bir kaç arkadaşımın tavsiyesi ile uyku eğitimi vermek üzere psikoloğa gittim. Sevgili Aysun Bal Ömeroğlu ile görüştük ve ciddi kararlar alıp uygulamaya başladık. Derin'in artık kendi odasında,yatağında ve kendi kendine uyumasını öğretecektik. Derin'in ağlamaya ne kadar dirençli bir çocuk olduğunu o zamandan anlamıştım. Haftalarca, saatlerce ağladı yanımızda... O ağladıkça benim içim kanıyordu fakat  bunu yapmam gerektiğini ileride ona çok faydası olacağını düşündüğüm için hep kendimi tuttum. Sonunda Derin kendi başına uyumayı öğrendi. Tam 8 aylıktı yatağına bırakıp çıkardık ve kesintisiz gece uykusu uyurdu. Taaaaaa kiiii 16. aya kadar :) Evet 8 ay boyunca böbürlenerek 'benim çocuğum kendi başına kesintisiz uyuyabiliyor' diye dolaştım. Amma havam kısa sürdü :) Gerçi Aysun Hanım bana demişti çocuklarda uyku hep başa döner sabırla beklemek ve uğraşmak gerek... Derin'in erken iki yaş sendromu, dişi hastalığı derken bir baktık çocuk yeni doğana dönmüş. Hatta üzerine birde gece terörü eklenmiş kabusumuz olmuştu. Şu anda 25 aylık ve kendi kendine uyuyamıyor yanına uzanıyoruz ninni açıyoruz o şekilde uykuya dalıyor. Ve hala bazen geceleri defalarca kalkıyor. Çok şanslı değilseniz sevgili anneler çocuğunuzun uzun seneler kalkacağı fikrine alışın :) Bu yazıyı aslında şunun için yazmak istedim. Kendinizi lütfen benim gibi uyku konusunda takıntılı hale getirmeyin. Emin olun eğitim vermeyen annelerin çocuklarının çoğu büyüyünce güzel güzel uyuyor. Diyeceğim o ki uyuyacak çocuk her şekilde bir gün kendi kendine güzelce uyuyacaktır. Derin gibi uykuyu sevmeyen çocuğunuz var ise piyango size de vurmuş demektir. Only just relax :)